Açıldığı 2011 yılından bu yana, İzmir'de uluslararası boyutta sergilere ev sahipliği yapan Arkas Sanat Merkezi, bahar döneminde yepyeni bir sergiyle kapılarını sanatseverlere açıyor.
12 Nisan 2018 – 27 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek "Renk, Işık, Titreşim: Türk İzlenimcileri" isimli sergi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan süreçte manzara, natürmort ve portre başta olmak üzere müze ve özel koleksiyonlardan derlenen eserlerle Türk resim sanatına damgasını vuran Türk İzlenimcileri'ne ışık tutuyor. Ağırlıklı olarak Türkiye'nin modernleşme sürecinde yurtdışında gördükleri eğitimlerden sonra yurda dönen ve modern sanatın temsilcileri olarak bilinen 1914 Kuşağı sanatçılarını kapsayan sergide 125 eser yer alıyor.
Sergi İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Mehmet Ruhi Arel, Sami Yetik gibi İzlenimci anlayıştan etkilenen farklı dönem sanatçılarından zengin bir seçki sunuyor.
Serginin açılışında konuşan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, "1800'lerin ortasından sonlarına varan bir süreci kapsayan Asker Ressamlar Sergisi'nin ardından Türk izlenimcilerin ikinci etabı olarak Renk, Işık, Titreşim Sergisi'ni açmaya karar verdik. Sergi 75 tanesi Arkas Koleksiyonu'ndan olmak üzere toplamda 17 koleksiyondan bir araya getirilen 125 eserden oluşuyor. 1914 kuşağı sanat tarihimizde önemli bir yer tutuyor. Bu kuşak Türkiye'de modern resmin kurucuları olarak biliniyor. Resim öğrenimi askeri okullarda başlamıştı. Yavaş yavaş Türkiye'de resim yapma ilkeleri Batı'da olduğu gibi öğretilmeye başlandı. Bazı askerler okulu bırakarak ressam oldu. 1914 kuşağının da öncüleri bu ressamlardır. Bu kuşak aynı zamanda açık havaya çıkarak gördüklerini resmeden ilk ressamlar. Çallı Kuşağı'nın en önemli özelliklerinden biri de resme çeşitlilik getirmesi. Bu dönemde çok farklı konular resmin hikayesinin içerisine girmeye başlıyor. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Atatürk ilke ve inkılaplarını, kadının sosyal hayattaki rolü gibi kavramları resimlerde görmeye başlıyoruz" dedi. Arkas Renk, Işık, Titreşim Türk İzlenimcileri Sergisi'nin Arkas Sanat Merkezi tarafından gerçekleştirilen 17. sergi olduğunu hatırlatan Arkas, "İzmir'i bir sanat şehri yapmaya çalışıyoruz. İzmir'e bunu borçluyuz " dedi.
İstanbul Fransa Başkonsolosu Bertrand Buchwalter‘in de katıldığı açılış sanatseverleri bir araya getirdi.
1914 Kuşağı Sanatçıları ve İzlenimcilik
20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türkiye'de resim sanatına damgasını vuran ve Türk İzlenimcileri olarak da adlandırılan 1914 Kuşağı sanatçıları, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinin ve aynı zamanda Batılılaşma hareketlerinin ivme kazandığı Meşrutiyet dönemlerinin tanığı, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin de karşılayıcısı olan bir kuşaktır. Kuşağa adını veren İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Mehmet Ruhi Arel, Sami Yetik kendinden önceki kuşaktan farklı olarak resim sanatına konu çeşitliliği katkısında bulunmuş ve bunun yaygınlaştırılmasında öncü olmuşlardır.
Doğayı hocaları kabul etmişler
Sanayi-i Nefise Mektebi'nde aldıkları akademik eğitimin ardından 1908-1910 yılları arasında Paris'e giden ve 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine İstanbul'a dönen 1914 Kuşağı sanatçıları, orada son demlerini yaşamakta olan İzlenimci anlayıştan etkilenerek İstanbul'a dönmüşlerdir. Beraberlerinde getirdikleri İzlenimci sanat anlayışı, resim sanatının eski teknik ve anlatım biçimlerine son vermiş; Türk resim sanatının terminolojisini değiştirmiştir.
Türk resminde Hoca Ali Rıza'nın başlattığı açık hava resmi geleneğine yakın buldukları İzlenimcilik'ten etkilenerek, İstanbul'un çeşitli semtlerinden, günün, mevsimin farklı saatlerini tasvir etmiş, doğayı hoca kabul etmiş ve doğa gözlemlerine önem vermişlerdir.
Üç kuşak sanatçıyı biraraya getiren sergi
"Renk, Işık, Titreşim" sergisinin ağırlığını 1914 Kuşağı sanatçıları oluşturmakla birlikte, sergide bu kuşağın öncesi ve sonrası sanatçılar da yer alıyor. Serginin üç kuşak sanatçıyı bir araya getirebilmesi, tüm bu sanatçıların doğa tutkusuyla gerçekleştirdikleri manzaralar sayesinde mümkün olabiliyor. Sergide 1914 Kuşağı sanatçılarına öncülük eden Hoca Ali Rıza ve Halil Paşa, asker kökenli ressamlardan Şevket Dağ, Ali Rıza Beyazıt, Mehmet Ali Laga, kuşağa adını veren İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran ve onları takip eden kuşağa ait sanatçılardan Sabiha Rüştü Bozcalı, Melek Celal Sofu, Hamit Görele, Şeref Akdik, Edip Hakkı Köseoğlu'na ait eserler yer alıyor.
Cumhuriyet'in kuruluşu sonrasında gerçekleştirilen devrimler de bu dönem sanatçılarının yapıtlarında işleniyor. Bu dönemde sanat, modern kadın imgesi, Harf İnkılâbı, Kılık Kıyafet Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu gibi yeniliklerin görselleştirildiği bir araç haline gelir. 1914 Kuşağı sanatçıları, kendi öğrencileri olan Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği ve d Grubu'nu oluşturacak sanatçılarla birlikte misyon yüklenerek özellikle kadın teması üzerinden modern görünüm imgesini işlerler ve kadını çoğunlukla görmek istedikleri yerde, kamusal alanda betimlerler. Sergideki İbrahim Çallı'nın "Ada'da Sohbet", Mehmet Ruhi Arel'in "Fatih Kaymakamlığı" resimleri modernleşmenin kadına atfettiği önemi görselleştiren ve kadını kamusal alana taşıyan başlıca örnekler arasındadır.
Türkiye'de modern resmin kurucusu olan 1914 Kuşağı sanatçıları, portreler, nü resimleri, modern kadın imgesi, iç mekân resimleri, natürmortlar, çok figürlü kompozisyonlar üretmiş ve doğaya öznel bir yorum getirdikleri manzaralarıyla da önceki kuşaktan ayrılmışlardır. 1914 Kuşağı sanatçıları, sanatta öznelliği ortaya çıkarmayı hedeflemişlerdir. Bu açıdan bakıldığında, bu kuşak, Türkiye'de modern sanatın tam anlamıyla kurucusu ve taşıyıcısı olan ilk kuşaktır.