Arkas Bunker ile Türkiye’de Denizcilik

Sektöründe İlk Kez Biyoyakıt Kullanımı Başladı

Arkas Bunker, Türk denizcilik sektöründe ilk biyoyakıt kullanımını başlattı. Arkas Line’ın konteyner gemisi Matilde A’ya gerçekleştirilen ikmalle, tamamen Türkiye’deki atıklardan üretilen ve çevreci biyobileşen içeren denizcilik yakıtı Türkiye’de ilk kez kullanılmaya başlandı. “Bio24F” ismi verilen yakıt, geminin yakıt sistemini değiştirmeden sektör regülasyonlarını karşılarken karbon salınımını önemli oranda düşürüyor. 

Deniz taşımacılığında fosil kaynaklı yakıt kullanımı halen ilk sırada yer alsa da küresel iklim değişikliği nedeniyle giderek daha önemli bir konu haline gelen sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi, regülasyonları da beraberinde getiriyor. Özellikle IMO’nun (Uluslararası Denizcilik Örgütü) belirlediği düzenlemeler ve Avrupa Birliği’nin koyduğu karbon vergileri nedeniyle çevreci ve karbon salınımını düşüren yakıt arayışı arttı. Son olarak EPDK tarafından yapılan yeni düzenlemeyle birlikte Türkiye'de biyoyakıtların denizcilik yakıtı olarak kullanılabilmesinin yolu açıldı.

Türkiye’de denizcilik yakıtlarında sürdürülebilirlik sertifikasını (ISCC) alan ilk şirket olan Arkas Bunker, Türkiye’de bir ilke daha imza atarak sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda, çevreci ve karbon salınımını önemli ölçüde düşüren “Bio24F” ikmalini ilk kez Arkas Line konteyner gemisi Matilde A’ya yine bir Arkas şirketi olan Marport Limanı’nda gerçekleştirdi.

AR-GE’den İkmale İlklerle Dolu Bir Süreç

Arkas Bunker Genel Müdürü Seçkin Gül, “Arkas Bunker olarak uluslararası kurallara uygun ve gemilerin sera gazı salınımlarını azaltıcı çözümler için uzun yıllardır çalışıyoruz. Salınımların ana kaynağının kullandıkları yakıt olması sebebiyle sürdürülebilir denizcilik yakıtlarına yoğun mesailer harcadık. Yaklaşık 3 yıl önce biyoyakıtları mercek altına alarak biyobileşen konusunda AR-GE faaliyetleri gerçekleştirdik. 2024 yılı hedefimizde olan ISCC sertifikasını şubat ayında alarak Türkiye’nin ilk ISCC sertifikalı denizcilik şirketi olduk. Şimdi ise Türkiye’de denizcilik yakıtlarında başka bir ilki yaşatıyoruz. Gemilerden kaynaklı sera gazı salınımlarını ciddi oranda azaltacak olan ISCC sertifikalı ürünümüz “Bio24F” ile armatörlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması artık çok daha kolay olacak. Arkas olarak Türkiye’nin en büyük konteyner gemi filosu sahibi ve işletmecisi konumumuzun getirdiği tecrübe ile alanında uzman teknik ekibimiz yeni ürünleri geliştirmeye devam ediyor” diye konuştu.

 

Arkas Line Türk Denizcilik Sektöründe Biyoyakıt Kullanan İlk Şirket Oldu

Arkas Line CEO’su Can Atalay, “Arkas Line olarak işimizin her alanında sürdürülebilirlik ilkelerini benimserken sektörün global çaptaki regülasyonlarına uyum sağlama, hatta bir adım öne geçme konusunda uzun zaman önce başladığımız çalışmalar sayesinde deniz taşımacılığında en çok tercih edilen şirketlerden biri haline geldik. Değişime her zaman, önce kendimizden başlamamız gerektiğini bilerek çıktığımız bu yolculukta bugün, Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Türkiye’nin ilk Biyoyakıtı Bio24F ilk kez bir Arkas Line gemisine, Arkas Bunker tarafından ikmal edildi. Yapılan denemeler sonucunda gemimizin yakıt sisteminde hiçbir değişime gerek kalmadan karbon salınımını düşürebildiğimizi gözlemledik. Bu da bizi regülasyonlara uyum sağlarken sürdürülebilirlik hedeflerimize yaklaştıracak” dedi.

 

Türkiye’nin ilk Biyoyakıtı Bio24F Hakkında:  

Bio24F; ISCC sertifikalı %24 oranında kullanılmış bitkisel yağın (UCO) %76 oranında çok düşük kükürtlü fuel oil (VLSFO) ile harmanlanmasıyla denizcilik yakıtları teknolojisinde stratejik bir ilerlemeyi temsil etmektedir.

Biyoyakıtın UCO bileşeni, restoranlardan ve gıda tesislerinden toplanan atıkların işlenmesinden meydana gelir.

Bio24F’nin biyobileşeni geleneksel deniz yakıtlarıyla karşılaştırıldığında yaşam döngüsü karbon salınımlarını önemli ölçüde azaltma yeteneği sayesinde değerlidir.

Bio24F’de kullanılan fuel oil ise, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) düzenlemelerine uygun olarak rafine edilmiş bir petrol ürünüdür. Geleneksel yüksek kükürtlü yakıtlardan daha düşük kükürt içerir, böylece kükürt oksit salınımlarını azaltır. Fosil yakıtlarla kullanılabilen ve biyolojik kaynaklardan elde edilen biyoyakıtların, gemilerden kaynaklı salınımların azaltılmasına önemli bir katkı sağlaması hedefleniyor.