Lojistik Sektöründe Yeşil Dönüşüm ve Arkas

Arkas LineArkas LojistikKurumsal İletişim

İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve çevresel sorumluluklar,  tedarik  zincirinde yer alan işletmelerin yeşil lojistik uygulamalarına yönelmelerini gerektiriyor. Lojistik faaliyetlerin ekolojik etkisini en aza indirmek için yapılan tüm uygulamaları içeren yeşil lojistik kavramı, tedarik zincirinin bileşenlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini gidermeye yönelik izledikleri süreçleri kapsıyor. Lojistik şirketleri, iş süreçlerini hızla yeşile dönüştürürken, yakıt tasarrufu ile sera gazı emisyonlarını düşürmek için bu yöndeki yatırımlara da ağırlık veriyor. Arkas, ana iş kolları olan denizcilik, lojistik, liman ve terminal işletmeciliğinde sürdürülebilir çevre stratejileri uyguluyor.

Çevresel faktörlerin dikkate alınması ve çevrenin korunması günümüz dünyasında toplumların en fazla önem verdiği konular arasında yer alıyor. Sera gazındaki artış ve küresel ısınma sonucu yaşanan iklim değişikliği tüm dünyada bir endişe kaynağı olarak gündem oluşturuyor. Bu anlamda sektörler çevreci yaklaşımlara yönelirken politikalarını da uluslararası deklarasyonlara uygun şekilde belirleme gayreti gösteriyor. Küreselleşmenin  etkisiyle  artan  rekabet ortamında,  tüketici  beklentilerinin  ve  isteklerinin  artması, kârlılık  ve  maliyetleri azaltılması ile yasal çevresel  zorunlulukların  artışı işletmelerin  yeşil uygulamalara  ağırlık  vermelerine  neden oluyor.

Tüm sektörlerde ve tüm üretim aşamalarında lojistik işlemleri ayrı bir önem taşıyor. Lojistik, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında hem dinamik hem de rekabet üstünlüğü yaratma olanağı açısından dünya ekonomisinde üst sıralarda yer alıyor. İşte sürdürülebilirlik bakımından önem kazanarak çevreci bir yönelimi temsil eden yeşil lojistik kavramı da sektördeki çevreci değişimi ifade ediyor. Yeşil lojistik sadece sektörde faaliyet gösteren firmalar tarafından ortaya konan ve üzerinde politikalar üretilen bir yaklaşımı ifade etmiyor bunun yanı sıra uluslararası ticaret yapan tüm firmaların tedarik zincirlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini gidermeye yönelik izledikleri süreçleri de kapsıyor.

Taşımacılık, lojistikte karbon salınımının en fazla olduğu aşama olduğundan tek seferde daha fazla yük taşıma imkânı sunan modlara eğilim artıyor.  Araştırmalar,  taşımacılık  modları içinde  karayolu  taşımacılığının,  sera  gazı  emisyonlarının çoğunluğunu  oluşturduğunu ve ulaşımdan  kaynaklanan  toplam  sera  gazı  emisyonlarının neredeyse yüzde 72’sinden sorumlu olduğunu gösteriyor. Avrupa Birliği’nde denizyolunun payı 13.3, havayolunun payı 13.9 ve demiryolunun ise yüzde 0,5. Bu nedenle denizyolu ve demiryolu modlarına doğru olan yönelim yükselişe geçiyor. Lojistik sektörünün paydaşları olan şirketler faaliyetleri esnasında çevreye verdikleri zararları en aza indirgemek için bazı uygulamalar geliştirerek yatırımlar yapıyor. Özellikle taşımacılık sürecindeki karbon salınımını azaltma çalışmaları yeşil dönüşüm sürecinde büyük önem gösteriyor.

Karbondioksit emisyonlarnda % 25 düşüş hedefliyor

Arkas şirketlerinden Arkas Line, CCWG’nin  (Clean Cargo Working Group) Türkiye’deki ilk üyesi. Şirket, bu kapsamda mevcut operasyonlarını tekrar değerlendirerek, yakıt tüketimi ve buna bağlı olarak karbon – kükürt emisyonlarını azaltmak için yeni projeler geliştiriyor. Arkas Line, küresel tedarik zincirleri için dünyanın en güvenilir iş sürdürülebilirlik derecelendirme kuruluşu olan EcoVadis’in de 2017 senesinden beri aktif üyesi. Firma, “Çevre, Çalışan hakları, Etik ve Sürdürülebilirlik” olmak üzere dört ana başlıktan ve bunların altında 21 kriterden oluşan CSR (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) değerlendirmesinde de  gümüş madalya aldı. 2013’te yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Yönetmeliği de Arkas deniz filosu için  “Gemi Enerji Verimliliği Yönetim Planı” oluşturulmasına kaynak oldu. Arkas, düşük kükürtlü yakıttan hız optimizasyonuna, yakıt tasarruflu gemilere geçilmesinden uygun rota seçimine kadar tüm süreçlerde yaptığı değişimlerle karbondioksit emisyonlarında yüzde 25 düşüş hedefliyor.

Arkas Lojistik

Arkas Lojistik de temassız operasyon mottosuyla teknolojik altyapı alanındaki yatırımlarını artırırken, öncü projeleriyle de dikkati çekiyor. Müşteri tarafında maliyetlerin düşürülmesi için yapılan farklı taşıma şekilleri aynı zamanda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin azaltılması yönünde de fayda sağlıyor. Tüm Depo, ulaştırma garajları ve ofislerinde ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve yerel mevzuat kapsamında atık yönetimlerini titizlikle yürütüyor. Atıkların ayrı toplanması ve yetkili bertaraf firmalarına kayıtlı bir şekilde teslim edilmesi süreçleri her aşamada takip ediliyor. Özellikle çevreye oldukça zararlı olan atık yağlar Petder firmasına, ömrünü tamamlamış lastikler ise Lasder firmasına teslim ediliyor. Hiçbiri doğaya veya kontrol dışı bir alana bırakılmıyor. Operasyon sahalarında oluşturulan Tehlikeli Atık Alanları, tehlikeli atıkların mevzuata uygun bir şekilde bertaraf sürecine önemli katkı sağlıyor. Çevre hedefleri her ay gözden geçiriliyor ve yıl sonunda da değerlendirme yapılıyor. Çekicilerin yakıt tüketimlerinin azaltılmasından kağıt tüketiminin düşürülmesine kadar birçok konuda belirlenen hedefler titizlikle takip ediliyor.

Deniz yolu ve demir yolu taşımacılığı doğası gereği çevreci bir yapıya sahip. Arkas Lojistik deniz yolu, demir yolu ve kara yolu dahil tüm taşıma modlarını uygun proje bazında en verimli şekilde kullanıyor. Araç filosunu belirli bir yaş aralığında tutan ve yakıt tasarruflu araçlar kullanan Arkas Lojistik, demiryolu yatırımlarına da ağırlık veriyor. Arkas Lojistik, filosunda bulunan 700’den fazla vagon ile Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden limanlarına ithalat ve ihracat konteyner demir yolu taşımaları yapıyor. Ayrıca karayolu taşıması için organize edilmiş 500 ‘e yakın kamyonu ve ülke geneline yayılmış şubeleri aracılığı ile konteyner taşımacılığı, yurt içi dağıtım ve depolama gibi alanlarda da lojistik çözümleri üretiyor.

Railport’a Avrupa’dan ödül

Arkas’ın Duisport ortaklığıyla Kocaeli’nde yapımına devam ettiği Railport ise taşıma modlarının entegrasyonu ve sürdürülebilirliği açısından ön plana çıkıyor. Proje, demir yolu bağlantısı ile çevre dostu taşımacılık ve ekonomiye yapacağı katkılar göz önünde tutularak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ından (EBRD) “Çevresel ve Sosyal Alanda En İyi Uygulama” kategorisinde bronz madalya aldı.

Çevreci yaklaşımların benimsendiği Marport’ta da; elleçleme de elektrikli ekipmanların kullanımı, atık yönetimi kapsamında atık tesisi kurulumu, su tüketiminde geçen yıla oranla %13 tasarruf sağlanması gibi proje ve uygulamalar, Marport’un sosyal duyarlılığını ve sürdürülebilir politikalara verdiği ağırlığı gösteriyor.

Diğer Mecralar

Menü