Arkas Koleksiyonu'ndan, Osmanlı saray halıcılığının devamı niteliğindeki nadide Kumkapı halıları, İstanbul'da ilk defa Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergileniyor. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen İstanbul Carpet Week kapsamındaki "Arkas Koleksiyonu'nda Kumkapı Halıları Sergisi" 5 Ekim'de ziyarete açıldı.
 
İstanbul Halı İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl 1-5 Ekim tarihlerinde ikincisi düzenlenen İstanbul Carpet Week  (İstanbul Halı Haftası), kapsamında Arkas Koleksiyonu'nda Kumkapı Halıları Sergisi açıldı. Anadolu halıları ve Osmanlı saray halıları olarak iki ana tema çerçevesinde oluşturulan Arkas Halı Koleksiyonu, 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan döneme ait önemli örnekler içeriyor ve dünyadaki önemli halı koleksiyonları arasında gösteriliyor. Koleksiyonun dünyada çok az örneği bulunan ipek Kumkapı halılarından oluşan bölümü İstanbul'da ilk defa Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergileniyor. İki ay boyunca ücretsiz olarak ziyarete açık olacak sergide, dünyadaki en geniş Kumkapı halı koleksiyonundan örnekler yer alıyor.
 
İki çok önemli koleksiyon biraraya geldi
Türk ve İslam Eserleri Müzesi Anadolu'nun çeşitli yörelerindeki cami, türbe ve diğer dini yapılardan toplanan ve zaman zaman da satın alınma yoluyla elde edilen ve sayısı 1700'ü bulan nadide halılarla dünyadaki en önemli koleksiyona sahip. Bu nedenle Müze  uzun yıllar yabancı yayınlarda bir " Halı Müzesi'' olarak tanınmış.
 
Arkas Halı Koleksiyonu, 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan döneme ait önemli örnekler içeriyor ve dünyadaki önemli halı koleksiyonları arasında gösteriliyor. Kumkapı halılarının öncü ustaları, Agop Kapucuyan'dan Zareh Penyamin'e Tosunyan'dan Garabed Apelyan'a kadar önemli halı ustalarının yaptığı nadide örnekleri bünyesinde bulunduran koleksiyon 32 eseri sanatseverlerle buluşturuyor.
 
"Arkas Koleksiyonu'ndan Kumkapı Halıları Sergisi" ile eş zamanlı olarak, restorasyonu tamamlanan bazı halılar da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde ilk defa sergileniyor
Bu nedenle Türk ve İslam Eserleri Müzesi Koleksiyonu ve Arkas Koleksiyonu olarak iki tane çok önemli koleksiyonun biraraya gelerek Halı sanatı ile ilgilenenlerin mutlaka görmesi görülmesi gereken bir sergi oldu.
 
Açılışta "Türk Halısı" vurgusu
Serginin açılışında konuşan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Geçmişten bugüne binlerce yıllık geleneği yansıtan halının, Türkiye'nin en önemli kültürel miraslarından biri olduğuna dikkat çekerek, halı sanatının korunması ve desteklenmesi gereken bir değer olduğunu vurguladı. Lucien Arkas konuşmasını; "Ailemden kalma halıları 90'lı yılların başından bu yana aldığım antika halılarla zenginleştirdim. Halı kültürü ve sevgisi ailemden geliyor. Halı Anadolu mirasıdır. O halılara sahip olmak gerekiyor. Bizim insanımız o halıya değer vermiyorsa yabancılardan bunu bekleyemeyiz. Bu bir aşk, sevda meselesi, bunu yaratabilmek lazım. Bu tür şeyler yaparsak o zaman halı değer kazanır. Arkas Halı Koleksiyonu'nu ilk defa 2015 yılında İzmir'de Arkas Sanat Merkezi'nde sergilemiştik. Bu sergi vesilesiyle bir kez daha sanatseverlerle paylaşarak bu nadide eserlerin anlaşılıp benimsenmesine katkıda bulunmayı, yeni bilimsel çalışmalara kaynak oluşturmayı ve ülkemizde halıcılığın yeniden eski parlak günlerine kavuşmasını diliyorum" sözleriyle sürdürdü.
 
İstanbul Valisi Vasip Şahin, "Bu topraklarda yaşayan insanlar sergen kullanmışlar. Daha sonra halı ve kilimle birlikte gelmiş. Resim sanatının bazı nedenlerle gelişememesi dolayısıyla insanlar fikirlerini, hayallerini halıya nakşetmiş. Bu coğrafya sanatı da ergonomik yapmış. Biz hem halıyı çivilemişiz bir tablo gibi aynı zamanda çok kullanışlı bir eşya olarak da evlerimizde saklamışız. Sosyolojik anlamda da sanatı tabana yaymışız. Herkes evinde halı, kilim sahibi olmuş. Tüm halı sanatçılarına şükranlarımı sunuyorum. Bugün hepimizin ziyaretine sunulan halıların buraya getirilmesinde emeği geçen başta sayın Arkas'a teşekkür ediyorum" dedi.
 
İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, "Bizim bir kelimede halı diyip geçtiğimiz, evimizde kışın ayaklarımız üşümesin diye ezdiğimiz obje, aslında özellikle bu topraklarda yaşayan insanların kadim geçmişini de yansıtıyor. Halıyı bu coğrafyaya hayat, ruh kimlik veren, iz bırakan sadece sanatçılarının değil insanlarının umutlarını, ümitlerini, hasretlerini, heyecanlarını, geleceğe bakışlarını işledikleri eserler olarak görüyorum. Toplum tarihimiz olarak görüyorum. Halı tarihi kesinlikle yalnızca renk ve desen olarak alabileceğimiz bir tarih değildir, sadece vatandaşların zevklerini, estetiklerini temsil eder. Bizim sanayicilerimizin, iş adamlarımızın bu konulara önem verdikleri derecede bizim gelişmişliğimiz öne çıkacaktır. Bugün altında bulunduğunuz çatı dünyanın en önemli halı koleksiyonunu da barındırıyor" dedi.
 
İHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Diler ise, "Bu heyecan verici çalışmayla birlikte kültürel mirasımızı korurken bir taraftan da halı meraklılarının en iyi koleksiyonları görmesini hedefliyoruz. Sayın Lucien Arkas'a bu değerli halı koleksiyonunu paylaştığı için teşekkür ediyoruz" diyerek serginin önemini vurguladı.
 
Türk ve İslam Eserleri Müzesi Müdürü Seracettin Şahin de, Türk Halıları hakkında bilgilendirmede bulunduğu konuşmasını, "Cumhuriyetin ilanından sonra, Türk ve İslam Eserleri Müzesi adını alan müze, 1983 yılından beri bugün içinde bulunduğu İbrahim Paşa Sarayı'nda yer alıyor. Anadolu'nun çeşitli yörelerindeki cami, türbe ve diğer dini yapılardan toplanan ve zaman zaman da satın alınma yoluyla elde edilen halılar, 1700'ü bulan sayısıyla dünyadaki en önemli koleksiyon haline geldi ve müzenin uzun yıllar yabancı yayınlarda bir " Halı Müzesi'' olarak tanınmasına neden oldu. İstanbul Halı Haftası kapsamında İHİB (İstanbul Halı İhracatçılar Birliği) İş birliği ile müzemiz divanhane bölümünde sergilenen 15-17. Yüzyıl Osmanlı Halıları Sergisi toplam 21 adet halı seccade sergilendi. Halılar, batıya ihraç edilen ve Avrupalı ressamların adları ile anılan Lotto, Holbein,Crivelli ve Belini halıları, Uşak Orta Anadolu Konya kabe tasvirli mihraplı ve yıldızlı saf seccadeler Sütunlu, Marpuşlu, Lâdik ve Transilvanya halı seccadelerden oluşuyor ve müzemizin önemli derecede teşhir ihtiyacını karşılayan bir kalıcı sergi özelliğini taşıyor" sözleriyle tamamladı.
 
 
Kumkapı halılarının sırrı
 
Avrupa ve ABD'de müze ve özel koleksiyonlarda önemli sayıda örnekleri bulunan Kumkapı halıları, özellikle 1950'li yıllardan itibaren yurtdışındaki müzayedelerde sıkça gündeme geliyor. Halı dünyasında üstün vasıfları ile şöhret kazanan bu halılar, ayrıca önemli bir piyasaya da sahip. Özel teşebbüs üretimi olan bu halılar, saray halıları ekolünün devamı ve türevi olmalarıyla öne çıkıyor. Örnekleri arasında Osmanlı Saray Halıları'nın ihtişamlı dönemini oluşturan 16. yüzyıl halılarının yakın benzerleri olduğu gibi, az farklı türevleri ve minyatür esprisinde, natüralist yaklaşım içerisinde ve hayvan figürlü İran tarzında olanları da bulunuyor.
 
Gördes ilmeli olan Kumkapı halıları, kompozisyon olarak sonsuz raport (tekrar) düzeninde Orta Halıları ve Seccadeler olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Seccade türünde olanlar çeşitli mihrap formları sergiliyor. Desen özellikleri bakımından da bu halılarda İran ve Osmanlı olmak üzere iki tarzın etkisi görülüyor İran etkisinde olanların orta kompozisyonlarında Hatayi süslemeler arasında natüralist tarzda hayvan figürleri göze çarpıyor. Klasik dönem Osmanlı Saray Sanatı ekolünün etkisi altıda olanlarda ise "Saz Yolu Üslubu" öne çıkıyor. Kumkapı halı tasarımcılarının yöntem olarak dönemlerine göre daha eski halıları örnek almaları ve ufak değişikliklerle klasik örneklerin türevi tasarımlar oluşturmayı tercih etmeleri, klasik dönem örneklerinin karakteristiğini devam ettiriyor. Kumkapı halıları ayrıca zengin desen paletinden seçme ürünler şeklinde çeşitlilik sergiliyor. Dokumada kullanılan gümüş iplik bu halıların öne çıkan özelliği olarak dikkat çekiyor. Ayrıca ipek ve gümüşün birlikte kullanımı halı yüzeyinde yüksek ve alçak yüzeyler oluşturulmasına imkân veriyor.
 
Türkiye coğrafyasının halı kültürünün hüküm sürdüğü önemli uygarlıklara ev sahipliği yaptığı düşünüldüğünde, "Arkas Koleksiyonu'ndan Kumkapı Halıları Sergisi" kaybolmaya yüz tutmuş bir ustalığın yaşamasına destek olarak önemli bir görevi yerine getiriyor.
 
 
Kumkapı 27
 
Kumkapı ustaları arasında en önemli isim olan Zareh Penyamin tarafından yapılmış olan halı üzerinde, Zareh Usta'nın Kufi stilde 14 adet imzası yer alıyor. Kumkapı halılarının en önemli özelliği olan ipek dokuma arasında, yer yer kullanılan gümüş iplikle dokuma bu örnekte teknik ve sanatsal açıdan en üst düzeyde görülüyor. Merkez kısmı gümüş iplikle dokunmuş, kabartma hatayi motifleri ve rumilerle bezeli olan bu halıda, bordürün gümüş iplikle dokunarak stilize bitkisel motifler ile çevrili olduğu görülüyor:
Zareh Penyamin
113x197 cm.
Atkı/Çözgü/İlme: İpek/İpek/İpek
20. Yüzyıl
 
Kumkapı 13
İpek ve gümüş iplikle dokunmuş bu örnek, Kumkapı halı ustası Zareh Penyamin'in imalatına başladığı son halı olma özelliği taşıyor. Yarısına kadar Zareh Usta tarafından dokunan halı, Zareh Usta'nın vefatı ile yarım kalıyor. Uzun yıllar sonra Avak Şirinyan tarafından tamamlanan halı; sultan başı stilinde mihraplı merkezi, kırmızı zemin üzerinde bahar dalları, hatayiler ve gümüş iplikle dokunmuş Çin bulutları bezemeleriyle dikkat çekiyor. Üst orta kısımda kartuş içerisinde gümüş iplikle dokunmuş, "Bu da geçer" anlamında Farsça yazı yer alıyor. Mihrabın etrafında Farsça olarak "Zafer çığlığına ulaşana kadar çok savaşlar tecrübe edecek ve zorluklar göreceksin. Azmedecek ve çok çalışacak, ömrünü bu yola adayacaksın. Dünyayı dolaşacak ama hep dürüst kalacaksın. Bir günde dört mevsimi yaşayacaksın. Menuçehr" yazısı bulunuyor. Bej renkteki bordüre, hatayi bezemelere ve gümüş iplik dokumalara sahip halıda rumi dekorlar dikkat çekiyor. Bordürün üst kısmında üç adet kartuş içerisinde Ayet'el Kürsi yazılı olup kartuşlar arasında yer alan karşılıklı iki çift olarak yerleştirilmiş madalyon içerisinde "Refik" ve "Ya Semi" yazısı yer alıyor.
 
Zareh Penyamin / Avak Şirinoğlu
197x130 cm.
Atkı/Çözgü/İlme: İpek/İpek/İpek
1900-1910